J.K Rowling adı artık bir marka. Nasıl bazı insanlar hiçbir
işlerine yaramayacaklarını bilse bile, Apple bir şey
çıkardığı zaman direkt gidip alıyor, ben de bu kitaba bu muameleyi yaptım. Sırf
Rowling kitabı diye Harry Potter’ın yüzü suyu hürmetine gidip aldım fakat tam
bir hayal kırıklığıydı.
Boş koltuk, Rowling’in ilk yetişkin romanı. Kitabı konuya
hiç hakim olmadan hatta arka kapağı bile okumadan okumaya başladım ve bu beni
aşırı dara soktu. Sıkıntıdan patladım, anlam veremediğim çok fazla şey oldu.
Kitabın başında karakterlerin tanıtılması kendileriyle
konuştukları monoglarla belli oluyor ve bu hem kafa karıştırıcı hem de über
sıkıcı şekilde kitabın akışını kesiyor, tıkıyor.
Belki aşırı beklenti içinde olduğumdan bana böyle
hissettirdi fakat durum bu anlayacağınız. Tüm bu beğenmediğim şeylerin yanı
sıra Rowling’in kurgu becerisi kitapta gözler önüne seriliyor. İyi kurgulanmış
fakat aynı zamanda da sıkıcı bir kitap.
Sevdiğim alıntılara gelirsek:
İnsanın kalbinin kabullenmeyi reddettiği şeyleri beyninin bilebilmesi tuhaftı.
Seçim yapmak tehlikelidir. Seçim yapınca diğer bütün seçeneklerden vazgeçmek zorunda kalırsın.
Bir insan hayatınızdan çıkınca içinizde boşluk kalıyorsa bu aşk mıydı?
Kitabı biraz yerden yere vurmuşum gibi oldu, inanın
burada methiyeler dizmeyi bende isterdim ama bana hissettirdikleri bunlardı, üzgünüm Rowling olmamış. Bir sonraki incelemede görüşmek üzere, kendinize
dikkat edin.
Yorum Gönder