Başkaldırmak istiyorum, düzene karşı gelmek, artık dâhil olmayacağım demek… Her seferinde dönüp dolaşırken geldiğim kürkçü dükkânı artık beni kabul etmiyor. Üstelik hayatta kalmam için kirlenmemi istiyor. Ellerimin rengi değişti, yüreğimin atışı her seferinde beni tedirgin etti. Yalnızlığı ararken yalnız kalmaktan, koşarken adım atmaktan korktum. Baktığım gökyüzünden korktum, geleceğimi göstermiyor diye aynalardan korktum. Devam edince yarım kalan işlerim tamamlanır sandım, ama daha çok işi yarım bıraktım. Doğarken başladı, yarım kalacak bu döngü…
Cahit Sıtkı
gibiyim biraz; Ne doğan güne hükmüm
geçebiliyor, Ne de halden anlayan birini bulabiliyorum. Tarihin içinde
tekerrür etmekten, her gecenin sabahını aynı umutsuzlukla beklemekten yoruldum.
Hayatı anlamlandırmaya çalışırken, kendi anlamsızlığımla defalarca kez yüzleşmekten de
yoruldum. Bir yanım yaşamak için can atıyor öbür yanım buralardan gitmek
istiyor, bir yanım savaşçı öbür yanım yarım yamalak… Ne zaman son bulacak bu
ikilikler?
Bu ruh kimin tekelinde? Kimin çarkları dönüyor bu bedende? Bilinmezlikten gelip bilinmemezliğe doğru gidiyoruz. Matematiği anlasaydık bilinmeyen denklemin cevabını bulabilir miydik? Ya da bizi anlasalardı anlam kazabilir miydik? Kimimiz biraz dimdik, kimimiz biraz beli bükük bir yaşam gailesi peşinde koşturuyoruz. Daha yaşarken nerden geldiğimizi unutup nereye gideceğimizi düşünüyoruz. Yeniden başlamak isteyip; yolun başına dönemeyenlerin, dönmek isteseler de yolu bulamayanların çağı bu çağ. Bu çağda düşüşler hezeyan, gülüşler bir an.
Ama insan işte, bir umuttur yaşamak deyip hala sürdürüyor varlığını. Var olmak… Dünyada belli bir kütle kaplamamız var olduğumuz anlamına mı geliyor, hiç sanmıyorum! Fizikle çürütülecek düşüncelerim, felsefeyle yeşerdi. Velhasılıkelam, asla tamamlanamayacak bir yolculuktayız. Hanemize katabileceğimiz tek şeyse düşüncelerimiz. Bazen çarmıha geren bazen göğe çıkaran düşüncelerimiz...
Yorum Gönder